yılın ilk yağmuruyla içim titredi bu akşam... ince ince süzülmesini beklerken birden bardaktan boşanırcasına yağan yağmur korkuttu bas bas bağıran o gök gürültüsüyle... ya zaten oldum olası sevmememişim karanlık bulanık gökyüzünü; güne parıldayan bi güneşle başlamak varken karanlık sabahlara uyanmak niyedir? içim daraldı bütün koca bir gün boyunca... tam rahatlayacağım evime gitcem derken hava iyice bozdu. sanki beni bekliyordu dışarıya karanlıkta çıkmam için.
daha kafamı kaldırır kaldırmaz soğuk rüzgarlar sardı boynumu, karanlık arttı, bi yandan da çiseledi durdu yol boyunca... otobüsün içinde kulağıma müzikten yarattığım dünyaya kapatıp uyumaya çalıştım ama sanki işkenceyi yaşamam için uyumayı dahi beceremedim. eve gelene kadar telefona yapışıp iki üç güzel sözle enerji depolamaya çalıştım sürekli. başarmadım değil tabi ki işe yaradı, otobüsten inip eve gidebilmemi sağladı.
offf aman tanrım ev yaaa... eve girer girmez nasıl bi yağmur indirdi anlatamam. sanki gök delindi. bir torba suyu tepemize boşalttılar diye düşünüyor insan yahu. sokaklar dere oldu resmen. beynimde şangırdıyor hala o gökgürültüsü. bütün evi aydınlayan yıldırım, onun ardından araba alarmlarını dahi bağırtıp duran bi ses. insanını yanıbaşında davul çalarlar da kalbinin içinin titrediğini hisseder ya öyle birşey işte.
işte o anda insan istiyor ki sevdiği, kendini güvende hissedeceği kişi yanıbaşında olsun. daha o istemeden gelsin sarsın kollarıyla.
ahh işte o mesafe... aynı yağmuru yaşamak zorunda da olsan anları birlikte yaşayamamak...
nasıl bir yazı oldu bu çözemedim ki... deli saçması diyip geçiverin canım siz de... bir delinin sayıklamaları...
daha kafamı kaldırır kaldırmaz soğuk rüzgarlar sardı boynumu, karanlık arttı, bi yandan da çiseledi durdu yol boyunca... otobüsün içinde kulağıma müzikten yarattığım dünyaya kapatıp uyumaya çalıştım ama sanki işkenceyi yaşamam için uyumayı dahi beceremedim. eve gelene kadar telefona yapışıp iki üç güzel sözle enerji depolamaya çalıştım sürekli. başarmadım değil tabi ki işe yaradı, otobüsten inip eve gidebilmemi sağladı.
offf aman tanrım ev yaaa... eve girer girmez nasıl bi yağmur indirdi anlatamam. sanki gök delindi. bir torba suyu tepemize boşalttılar diye düşünüyor insan yahu. sokaklar dere oldu resmen. beynimde şangırdıyor hala o gökgürültüsü. bütün evi aydınlayan yıldırım, onun ardından araba alarmlarını dahi bağırtıp duran bi ses. insanını yanıbaşında davul çalarlar da kalbinin içinin titrediğini hisseder ya öyle birşey işte.
işte o anda insan istiyor ki sevdiği, kendini güvende hissedeceği kişi yanıbaşında olsun. daha o istemeden gelsin sarsın kollarıyla.
ahh işte o mesafe... aynı yağmuru yaşamak zorunda da olsan anları birlikte yaşayamamak...
nasıl bir yazı oldu bu çözemedim ki... deli saçması diyip geçiverin canım siz de... bir delinin sayıklamaları...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder